6 Nisan 2009 Pazartesi

ÜŞÜYORUM

ÜŞÜYORUM

Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak, çok uzak yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda

Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum

Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum

Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokularında
Ruhumu dinlemek istiyorum

Zikre dalmış her şey

Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim

Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz Peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum

Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum

Ey Sonsuzluğun Sahibi!
Sana ulaşmak istiyorum

Durun, kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın

Beton çok soğuk
Üşüyorum…

DİKENİ GÜL EYLEMEK

“Gül diktiğin bahçede
Sana tuzak kurdular.
Şerbet sunduğun tasta
Geri zehir verdiler... “

“Sustum artık,
Zakilere bu yeter.
Çok bağırdım
Dinleyen varsa eğer:

Gül bahçelerimi gör de
Baharımı anla...”

“Bir elime güneş’ i,
Bir elime ay’ ı verseler;
İşte sana bu dünya,
Sonsuz nimet deseler...
Vallahi vazgeçmem
Bana verilen şu Hak Dava’ dan,
Ya bu yolda can verip
Ya ‘Hedef’e varmadan...”


Hazinenin anahtarını sana verdim
Belki sen ulaşırsın, biz ulaşamasak da ...

SORULAR

Geçmişten geleceğe uzanan
Bir yolun neresindeyim ?
Daha hangi dağ ve engelli yollardan
Çıplak ayaklarla gideceğim ?

Bu gün bir son, yoksa bir başlangıç mı ?
Daha kaderin hangi çilesini öreceğim ?
Uzak uzak yollar, çizgi çizgi önümde,
Tercihi kader mi yapacak, ben mi vereceğim ?

Kanımı, göz yaşımı, istikbalimi, yıllarımı
Ben kimden isteyeceğim ?
Maznun mu, masum muyum ?
Hesabını Allah’a, Allah’a, Allah’a vereceğim.

GÜL VE SABIR

Gül gül açmış tabanlar
Güller suya hasret
Güle tuz, suya ateş
Direnmek hayata eş

Kurumuş dudaklar
Bir damla suya hasret
Su vücutta buz
Karar ver ve sus

Karanlık bak ufuklar
Gözler ışığa hasret
Gözde kırmızı tülbent
Düşün diren ve sabret

Bağlı tavanda kollar
Vücut sıcağa hasret
Titre ceryan gereği
Direnç gelin çiçeği

Bitti beden direnci
Bir baygın ana hasret
Ruh bedenin gerçeği
Direnç iman ölçeği

“Gençliğim?” dedim,
“Ver!” dediler.
“İstikbalim?” dedim,
“Yok!” dediler.
“Kanım?” dedim,
“Dök!” dediler.
“Canım?” dedim,
“Milletin” dediler.
Sevdim !...
“Suçtur !” dediler.
Ve
Çığlıkla yarıldı karanlık,
Sevgimi
Çarmıha gerdiler...

ZİNDAN VE HAYALLER

Zindanmış bu karanlık oda
Ne gam !

Bana, imanımın ışığı yeter...

Ellerim mi kelepçelenmiş arkasından ?
Tutsak edilemez ya düşünceler !

Paslı kilit ve demirlerle çevrili
Olsa da odam,
Sınır tanımaz hayaller...

BIRAK ve BAK

“Ne olurdu”ları bırak,
Sil banda yazdıklarını doğru yanlış.
Örseleme alın yazılarını
Olan olmuş...

Dönme geri, ileri bak
Giden gitmiş !

Bak ufukta bir güvercin
Dalış yapıyor boşluğa.
Coşsun içinde sevincin,
Kavuşuyor sonsuzluğa...